İlk defa sarhoş değilken konuşmak istedi benimle. Sarhoş değilken aklına geldim geçmişime sövmedi ilk defa. Beni merak etti. Belki çok zamanlar etti ama bu seferki farklıydı. 6 yılı geçkindir onunla ayıkken konuşmadığım. En son normal iki insan gibi konuştuğumuzda ayrılık konuşması yapıyorduk belki de. Ondan sonrakiler esrik, ondan sonrakiler nefret içeriyor, ondan sonrakiler pişmanlık kokuyor. Ondan sonrakiler suçlayıcı. Beni susturup 'Sen şimdi bir şey söyleme beni dinle' deyip sayfalarca anlatıp bana bir şey söyletmeden gidişini izledim. Aklımda binlerce cevapla gidişini izledim. Konuştuğu, anlattığı her şeyi dinledim. Yine de ondan hiç nefret edemedim. Acısından yapıyordu biliyordum. Öyle acıyordu ki canı belkide benimki de acısın istiyordu. Bencildi. Sonra adını telefonda bir mesaj olarak gördüğüm bir gün, yine canımı acıtmaya geldiğini zannettiğim bir gün. Kalbime acı saplanıp, mideme kramplar girdiği bir gün öyle olmadı. İlk cümlesinden anlamıştım sarhoş olmadığını. Cevap yazdım bende engel olamadım kendime. Sarhoş değilken nasıl biri olduğunu unutmuştum. Özlemiştim. Dayanamadım. Yıllardır söylemek istediğim ne varsa söyleyebildim o gece. O kadar uzun konuşmadık halbuki. Ama beni anladı her kelimemi anladı. Ve cevap verdi. Benim söylediklerimi dinlemeyip kendini anlatmadı bana. İlk defa güzel şeyler okudu gözlerim onun adının altında. Benden nefret etmediğini söyledi. Onu bir zamanlar ne kadar sevdiğimi inkar etmedi. Ondan duymaya ihtiyacım olan şeyleri söyledi. İçim gülümsüyordu. İçim kanamıyordu. Yaralarımı kanatmaması bir yana aklımdaki bazı boşlukları kapattı. Çok utandım, vicdan azabı çektim. Onda ne etkiler bıraktım bilmiyorum. Eğer en ufak bir ümit zerresi hissettiyse ben kendimi affedemem. Bu güne kadar hep kaçtım ondan. Beni unutsun istedim gerekirse nefret etsin ama unutsun istedim. Şimdi ya her şeyi berbat ettiysem?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder