8 Şubat 2016 Pazartesi

Kavgam

   Ben anladım ki kendimle hep kavgalı, kendime hep küsüm. Sadece bazı zamanlar bu kavgadan yoruluyor ve askıya alıyorum. Daha sonra çok geçmeden yeni bir kıvılcımla tekrar hummalı bir kavgaya tutuşuyorum. En çok kendime kızıp en çok kendimden nefret ediyorum. Her seferinde kendime öfkelenecek yeni bir sebep buluyorum. Etrafımdaki insanlarla ne kadar iyi anlaşıyorsam kendimle o kadar kötü anlaşıyorum. Ele geçirsek bir kaşık suda boğacağız birbirimizi. Fakat kimse kimseyi ele geçirmiyor. 
   Kavga etmekten yorulduğum zamanlar kendimi affedecek minik sebepler buluyorum. Öyle minik.. Öyle umut kapısı.. Fakat meğer hiç affetmiyormuşum kendimi. Meğer sadece ara veriyormuşum. Dinleniyormuşum. Ben kimleri kimleri affettim. Kendimi etmiyormuşum. Ben kendime bu kadar az değer verirken nasıl küs olmayız. 
   İçimde fırtınalar esiyor. Ben üşüyorum. Beni öldürmeye yemin etmişçesine kasırgalar çıkıyor. İnsan doğal afetlere ne kadar karşı koyabilirse o kadar karşı koymaya çalışıyorum. İnsan bu denli şiddetli doğal afetlerde ne kadar hayatta kalabilirse o kadar hayatta kalmaya çalışıyorum. Yoruluyorum. Takatim kalmıyor.
   Bir omuza yaslamak istiyorum başımı. Öyle fırtınanın ortasında üşürsem üşüyeyim. Ölürsem öleyim. Bir omuza koymak istiyorum başımı. Biraz dinlenecek kadar. Belki çok azda huzur bulacak kadar. Fırtınanın ortasında fırtınayı umursamayacak kadar. Meydan okuma olmadan. Karşı çıkma olmadan. Savaşma olmadan. Sadece öylece durmak istiyorum. Gerekirse kalp atışlarını duymayayım sadece başımın altındaki varlığını hissedeyim yeter. Soluklanayım yeter.
   Benim fırtınam benim içimde. Benden başka kimseyi öldürmez. Etrafım beton binalarla dolu. İçim gri. Daha önce hiç olmadığı kadar gri. Tutunacağım hiç bir şey yok yanımda yöremde. Fakat hiç etkilenmeyecek o omuz fırtınadan. Bilmeyecek ben fırtınanın ortasındayım. Üşüdüğümü bilmeyecek. Uçmamak için yere diz çöküp başımı ellerimin altına alıp iki büklüm olduğumu bilmeyecek. Uçuşan kıyafetlerimi görmeyecek. Boğazıma dolanan şaldan haberi olmayacak. Belki yorulduğumu hissedecek ama neden olduğunu bilmeyecek. Sormayacak. Sorgulamayacak. Susacak. Varlığı yokluğu bir bedenimin ona yaslandığını bile hissetmeyecek. 
Bir başımı koyacağım omzuna. 
Bir de susacağım.