22 Nisan 2016 Cuma

Bazı meseleler

Özlemek delirmişçesine
Özlemek tek başına
Özlemek şehirler arası
Özlemek sokak mesafesi
Özlemek aynı masada
Özlemek, 
bir ömür özlemek..

Kavuşmak doludizgin
Kavuşmak iki kişilik
Kavuşmak sarmaşdolaş
Kavuşmak gözlerinin değmesi iki kişinin başka bir şey değil.
Kavuşmak kokusunu içine çektiğinde birinin, diğerinin gülümsemesi
Kavuşmak yerinde duruyorlar mı diye, ezberlediği kirpiklerini saymak. Hepsini.
Kavuşmak elini uzattığında tutacağını bilmek demek. Sadece.
Kavuşmak, 
her gün her saniye kavuşmak..


2 Nisan 2016 Cumartesi

Ben Sonbaharım.

        Böyle olmamalı söyleyecek o kadar şeyim varken aklıma bir şey gelmiyor. Hangi kelimeyi seçsem elimde kalıyor. Hangi kelimeyi seçsem eksik. Eskiden uzaktan yaşıyormuş gibi görünürdüm. Artık insanlar da farkında yaşamdan çok ölüme yakın olduğumun. Ayakta durmaya çalışıyorum. Zorlanıyorum. Yemin ederim dermanım kalmadı. Bacaklarım tutmuyor. Titriyorum. İnsanların gözleri önünde dalından kopmayı bekleyen bir yaprak gibi titriyorum. Ben böyle değildim. Maskemi indirmezdim. Yapamıyorum. Daha önce de güçsüz hissettim. Hiç biri bunun gibi değildi. Tıpkı bir sonbahar gibiyim, kışın habercisi sonbahar. Yeşilleri solduran dalları çıplak bırakan. Eğer geleceksen ben kısa bir süre sonra kışa gireceğim haberin olsun. Eğer geleceksen, gelme. Üşürsün. 
       Sonbaharın o kokusu var üzerimde. Rüzgardan dökülmüş kahverengi yapraklar sarıyor etrafımı. Gözlerim toprağın rengi. Sonbahar üşütmüyor ama üşüteceğinin habercisi. Güven olmuyor. Üstünde bir huşu vardır ya sonbaharın, işte bende öyleyim. Sakinim. Hani o sonbaharın kokusu.. Bilirsin ya o koku var üzerimde. Rüzgar esiyor üşütmeden, kokuyu işliyor hücrelerime. Ah başımı kaldırsam sarhoş olacağım gökyüzünden. Ah başımı kaldırsam bir anlığına unutacağım her şeyi. Yaşadığımı bile unutacağım. Henüz hazır değilim gökyüzüne. İçime çektikçe kokuyu rahatlıyorum. İçime çektikçe boşveriyorum. İçime çektikçe çocukluğuma gidiyorum nedendir bilmem. Gitmem gereken en son yer halbuki orası. Kaçtığım yer. İçime çektikçe kayboluyorum. Kimsenin beni bulamayacağı yabancı bir yere gitmişim gibi. Kendim de bilmiyorum ama tedirgin de değilim. Dedim ya sonbaharın mağrurluğu var üzerimde.
Korkamıyorum. 
Belki ben hiç bilmediğim bir yerdeyim.
Belki tüm bildiğim yerler beni terk ettiler..