Yarım kalan cümleler, hiç söylenmemiş, söylenmedikçe, söylenemedikçe kalbe daha çok batan sözler. Hepsi zamanla unutuluyor. İnsan söyleyemediği o kadar şeyi aklında tutamıyor. Ama uzun zaman sonra. Zaman kavramı görecelidir insan hayatında. Bazen dakikalar öyle geçmez ki şaşar kalırsın. Zannedersin bir kaza olmuş, yelkovan iş bırakma kararı almış.. Akrep felç geçirmiş.. Saniyelerin cenazesi kalkıyor. Saat öyle suskun. Saatin söyleyecek sözü yok. Aradan yıllar geçer bazen. Sanki dün yaşamış gibi anlatırsın yaşadıklarını halbuki ne sular akmıştır. Artık unutmuşumdur diye düşünürsün hatta düşünmezsin bile, sonra gecenin bir yarısı telefonun titrer. Gecenin bir yarısı sen titrersin. GECENİN BİR YARISI.. Ona kızıp her şeyi söyleyeceğim dersin. Bilsin artık tutamıyorum, yıllarca yuttuğum ne varsa kusacağım dersin. Hepsini. Üzerine.
Sonra o yeni şeyler söyler. Sen o yeni şeylere cevap vermeye çalışırken, diğerlerini söyleyemezsin. Hep canını daha çok acıtan bir şeyler bulur. Sen canının derdinde, canın kalbinde, kusmayı unutursun. Hani neren acıyorsa canın oradadır ya. Hafıza kaybı yaşarsın bir süreliğine, bir süreliğine belleğine yeni söyleyemediklerini eklersin. Gecenin bir yarısı bu sondu dersin. Sana ayırdığım acının, gecenin karanlığının, sigaramın sonuna geldim. Gün aydınlanır. Gözyaşı kurur. Karanlıkla beraber gider.. Karanlıkla geldiği gibi. Şükür etmek için bir sebebin olur. Şükürler olsun güneş yüzünü gösterdi. Aç pencereyi, ışık geldiyse o gitmiştir. Emin ol. Aç pencereyi, ayaz geldiyse o gitmiştir. Emin ol.