7 Kasım 2015 Cumartesi

Dip

Hiç ruhunuzun ezildiğini hissettiniz mi? 
Kaburgalarının tek tek kırılma sesini duydunuz mu? 
Sanki hüngür hüngür ağlasam her şey düzelecek. Bağıra bağıra ağlasam yüküm hafifleyecek. Fakat bir damla yaş gelmiyor gözümden çünkü ne hissettiğimi bilmiyorum. 
Mutsuz muyum? Mutlu muyum? 
Bıkkınım belki ama neyden bıktım bilmiyorum. Güçsüzüm biraz ama neden güçsüzüm bilmiyorum.
Tekrar ne zaman güçlü hissederim? Tekrar ne zaman korkmam? 
Neden korktuğumu bilmiyorum ama bir şeylerden korktuğumu biliyorum. En kötüsü de bilmemek. Eğer bilebilseydim.. Yardım isterdim belki..Belki.. Tamam kabul muhtemelen istemezdim. Her zaman olduğu gibi yine bana benden başka kimse yardım edemez. En çokta kendimi tedavi ederken yoruluyorum bataklığa saplanıp sonra çıkmaya çalışmak gibi. Debelendikçe daha çok battığımı hissediyorum. Ruhum bedenime dar geliyor en az üç beden dar. Sanki kalbim atmıyor. Sanki durmuş. Ama bırakamam vazgeçemem hiç bir zaman vazgeçemedim. Yaşamadım ama ölmedim de. Her seferinde çıktım bataklıktan. Sonra yürüyerek eve gittim. Hiç bir şey olmamış gibi. Hiç ölümle burun buruna gelmemişim, hiç yorulmamışım gibi akşam yemeğine oturdum. Birine sarılıp ağlamak istiyorum. Beni sorgulamayacak birine. Güçsüz görünmekten korkmayacağım birine. Belki bir yabancıya. Belki hiç olmayan birine.. Ruhum tonlarca yükün altında, ruhum eziliyor sanki..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder