Ben güçsüz değilim. Kendimle gurur duyacak kadar güçlüyüm belkide. Ama duymuyorum.
Ben sevdiklerim için savaşa hazır kadın.
Ben gerekirse bir kişi için tüm dünyaya karşı koyabilecek kadın.
Ben en korktuğum havyanın yardıma muhtaç olduğunu gördüğümde korkumu bir kenara koyup ona yardım eden kadın.
Ben sevdiğim bir adamdan onun için ayrılan kadın.
Ben yorgun, bitkin yerde sürünürken başka bir sürünen görüp onu kaldırmak için ayağa kalkan kadın. Ben hayatıma giren adamlar zarar görüyor diye yalnızlığı göze alıp kimseyi hayatına sokmayan kadın.
Bir başkasının derdine hiç bitmeyen merhem olan kadın. Gerekirse kanayan yaraları elleriyle kapatan. Ama kapatan kadın. Fakat aynı zamanda;
Ben hiç kimsenin görmediği yerlerde kendini öldüren kadın.
Ben hiç kimsenin duymadığı yerlerde feryat figan bağıran kadın.
Ben hiç kimsenin bilmediği yerlerde ağlayan kadın.
Ben hiç kimsenin geçmediği yollarda sürünmekten kıyafetleri parçalanmış kadın.
Ben hiç kimsenin anlamadığı alfabelerde kalbi kırılan kadın.
Ben hiç kimsenin gitmediği uçurumlardan atlayan kadın.
İkisi de benim. O kadar dik durmaya çalışıyorum ki şu hayatta belim acıyor. O kadar örtüyorum ki üstümü beni öyle görmesinler diye sıcaktan eriyorum. Pencerelerimi kapatıyorum, boğuluyorum. Güneşsiz yaşayamam ki ben. Gülüyorum. Dayanabildiğim yere kadar dayanıyorum. Dayanabildiğim yere kadar karşıya bakıyorum. Çatlayacak hale geldikten sonra her şey en istemediğim şekilde olmaya başlıyor. Dudaklarıma söz geçiremiyorum, gülemiyorum. Dilime söz geçirip iyiyim diyemiyorum ciğerim bağırıyor kötüsün ulan diye. Ödüm kopuyor biri nasılsın sorusunu soracak diye. En kötüsü gözlerime söz geçiremiyorum. Neyin var demeseler bir şey olmayacak. Anlat demeseler bir şey olmayacak. Elimi tutmasalar bir şey olmayacak. Akmayacak yaşlar. Sonra söz geçiremiyorum işte.Yaş damlamaya başladığında duramıyorum. Kendimden nefret ediyorum. O yaşlar akmasa çatlayacağım biliyorum ama akmamalılar.En azından başkalarının yanında. Zayıf ellerimle taşıdığım tuğlalarla ördüğüm duvarlarımın yıkılışını görmek beni mahvediyor. Zayıf kollarımla taşıdığım çuval çuval gülücükle inşa ettiğim duruşumun yerle bir oluşunu görmek beni mahvediyor. Yine de gözyaşlarımın yarısını içime akıtmayı başarabiliyorum hala. Tamamını görseniz korkarsınız. Ben mutsuzluk vermek istemiyorum kimseye. İyiyim ben. Düştüğüm gibi kalkarım. Bana dokunmayın dokunanı yakıyorum. Güçlüyüm. Ama bir kişinin daha benim yüzümden yanışını görecek kadar güçlü değilim.
''Çelişki, göldeki çatlağa saplanıp donmaya başlamandır. Çelişki, yardım istemek için açtığın ağzına dolan sudur.'' Hakan Günday
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder