19 Temmuz 2016 Salı

Veda Yazısı


     Uçmak isterdim gökyüzü mavi olduğunda. Siyahında konardım kuş olsaydım. Ve beklerdim aşığını bekler gibi her gece güneşin tomurcuklanmasını. Mavi bana doğmayacaksa bile. Ben maviye uçabilecektim bilirdim. Gri bulutları bile severdim bana özlemeyi öğrettikleri için. Bana vuslatı öğrettikleri için yağmuru severdim. Kanatlarımı ıslatsa bile. Gökkuşağı neden var sevinçten elbet. 
     Lakin kuş değilim. Mavi bana doğmayacak. Ben maviye uçmayacağım. Vuslattan bir haber öleceğim. Benim kuşlarla tek ortak noktam göç etmek. Siyahtan siyaha o da.. 
     O nedenle sabahı gökyüzünün, Allah'a emanet. Karanlığı bana.
     Mavi, Allah'a emanet..

                                              Bu bir veda yazısıdır.


                 

5 Haziran 2016 Pazar

Bilmediğiniz şeyler var.

     İstediğin kadar beddua edebilirsin bana. Bırakıp gittim seni hakkındır. Hak etmediğini düşünebilirsin. Benden nefret edebilirsin hatta belki ağlayabilirsin. 
     Birinin hayatından öylece çıkıp gitmesi nasıl bir duygudur bilemiyorum. Hiç gelmemiş gibi. Ben gidiyorum diyip. Alelacele arkasına bakmadan hayatından çıkıp  gitmesi nasıldır bilmiyorum. 
    Ben başka türlüsünü biliyorum. Başka biri için terkedilmeyi biliyorum. Hem de öyle arkasını dönüp değil gözümün içine baka baka. Hayatımdan çıkmayı reddederek nasıl bir başkasına gidildiğini biliyorum.  Eğer sana yaşattığımı ben yaşasaydım hayatımın sonuna kadar nefret ederdim o insandan büyük ihtimalle. 
    Ama ben yapamadım daha fazla tahammül edemedim bize. Daha fazla görmezden gelemedim aramızdaki farkı. Ben hayatım boyunca birinin düşüncelerine aşık olmak istedim. Hayalim aşık olmaktı ama kara kaşına kara gözüne değil. Fikirlerine aşık olmak istedim. Olayları çözüş biçimine. Destek oluşuna. Dik duruşuna. 
  Sen bırak aşık olmayı tahammül bile edemeyecegim bir insana dönüştün. Ya da sen hep öyleydin ben biraz geç farkına vardım. Belki sana göre ben sana çok uygundum belki beni seviyordun ki eminim çok değer verdiğine.  Ama işler kötüye gitti.. 
    Daha çok alışacağıma daha çok eleştirir oldum. Biz birbirimiz için yaratılmadık. 
Belki hiç kimse benim için yaratılmadı. Belki tek başıma gideceğim gidebildiğim yere kadar. Ama ben yapamam yarım yamalak sevdiğim biriyle yapamam. Kaderimde yalnız kalmak varsa kalırım benim için yaratılmış biri yoksa buna razı gelirim. Fakat hiç kimseyi oyalayamam. 
    Bilmiyorsunuz. Size iyilik ettiğimi bilmiyorsunuz. Bırakmanın ne kadar zor olduğunu bilmiyorsunuz. Geride kalıp ağlayıp sızlanmak, nefret etmek kolay. Güçlü olup, arkanı dönüp gitmenin, 
arkanda enkaz bıraktığını bilerek gitmenin ne kadar zor olduğunu bilmiyorsunuz.. 

4 Mayıs 2016 Çarşamba

Tanısan severdin

Eminim gece yatmaya hazırlanışımı severdin.
Krem sürüşümü.
 3-5 sayfa kitap okuyuşumu uyumadan.
Gözlüğümü çıkarıp komidine koyuşumu.
Yatağa yattığımda yorganıma sarılışımı severdin.
Yastığa başımı koymayışımı sevmezdin belki, 
ama onunda bir orta yolunu bulurduk.

22 Nisan 2016 Cuma

Bazı meseleler

Özlemek delirmişçesine
Özlemek tek başına
Özlemek şehirler arası
Özlemek sokak mesafesi
Özlemek aynı masada
Özlemek, 
bir ömür özlemek..

Kavuşmak doludizgin
Kavuşmak iki kişilik
Kavuşmak sarmaşdolaş
Kavuşmak gözlerinin değmesi iki kişinin başka bir şey değil.
Kavuşmak kokusunu içine çektiğinde birinin, diğerinin gülümsemesi
Kavuşmak yerinde duruyorlar mı diye, ezberlediği kirpiklerini saymak. Hepsini.
Kavuşmak elini uzattığında tutacağını bilmek demek. Sadece.
Kavuşmak, 
her gün her saniye kavuşmak..


2 Nisan 2016 Cumartesi

Ben Sonbaharım.

        Böyle olmamalı söyleyecek o kadar şeyim varken aklıma bir şey gelmiyor. Hangi kelimeyi seçsem elimde kalıyor. Hangi kelimeyi seçsem eksik. Eskiden uzaktan yaşıyormuş gibi görünürdüm. Artık insanlar da farkında yaşamdan çok ölüme yakın olduğumun. Ayakta durmaya çalışıyorum. Zorlanıyorum. Yemin ederim dermanım kalmadı. Bacaklarım tutmuyor. Titriyorum. İnsanların gözleri önünde dalından kopmayı bekleyen bir yaprak gibi titriyorum. Ben böyle değildim. Maskemi indirmezdim. Yapamıyorum. Daha önce de güçsüz hissettim. Hiç biri bunun gibi değildi. Tıpkı bir sonbahar gibiyim, kışın habercisi sonbahar. Yeşilleri solduran dalları çıplak bırakan. Eğer geleceksen ben kısa bir süre sonra kışa gireceğim haberin olsun. Eğer geleceksen, gelme. Üşürsün. 
       Sonbaharın o kokusu var üzerimde. Rüzgardan dökülmüş kahverengi yapraklar sarıyor etrafımı. Gözlerim toprağın rengi. Sonbahar üşütmüyor ama üşüteceğinin habercisi. Güven olmuyor. Üstünde bir huşu vardır ya sonbaharın, işte bende öyleyim. Sakinim. Hani o sonbaharın kokusu.. Bilirsin ya o koku var üzerimde. Rüzgar esiyor üşütmeden, kokuyu işliyor hücrelerime. Ah başımı kaldırsam sarhoş olacağım gökyüzünden. Ah başımı kaldırsam bir anlığına unutacağım her şeyi. Yaşadığımı bile unutacağım. Henüz hazır değilim gökyüzüne. İçime çektikçe kokuyu rahatlıyorum. İçime çektikçe boşveriyorum. İçime çektikçe çocukluğuma gidiyorum nedendir bilmem. Gitmem gereken en son yer halbuki orası. Kaçtığım yer. İçime çektikçe kayboluyorum. Kimsenin beni bulamayacağı yabancı bir yere gitmişim gibi. Kendim de bilmiyorum ama tedirgin de değilim. Dedim ya sonbaharın mağrurluğu var üzerimde.
Korkamıyorum. 
Belki ben hiç bilmediğim bir yerdeyim.
Belki tüm bildiğim yerler beni terk ettiler..

11 Mart 2016 Cuma

Gitmek hakkı.

Ben doğmadan önce dedem ve bir amcam çoktan gitmişti.
Ben doğdum. Tam büyüyordum. Babam gitti. Veda bile etmedi.
Ölürken veda etmez insan. Ne diyecekti; hoşçakal..
Zaten hep giderler. Kimse kalmak için gelmez.
Dünyanın bir kanunu varsa oda gitmektir.
İnsanlara yalan söyledikleri için kızabilirim. İhanet ettikleri, kandırdıkları için kızabilirim.
Aldattıkları için onlardan nefret edebilirim.
Ama asla gittikleri için kızamam.
Ben de gittim bir çok yerden bir çok insandan
Bence gitmek insanın doğuştan gelen haklarına eklenmeli.
-Yaşama hakkı -eğitim hakkı -sağlık hakkı ve -gitmek hakkı..
Gitmek doğuştan gelir.
Ölene kadar gider insan bir yerlerden birilerinden
Ve ölünce de gider insan. Geldiği gibi. Hiç olmamış gibi. Son kez gider.
Hayatının en güzel gidişidir.
Dünyadan gittiğini bilir
Bilmediği şey nereye gittiğidir.

Üşürüm.

Soğuk davranman benden yana değil miydi rüzgarım..
Sen eserken soğuktan inceden.. Belli etmezdim üşüyüp ürperdiğimi
Titremelerimi görseydin korkar mıydın incitmekten beni?
Tüylerim diken diken iken sarmak gelir miydi içinden?
Soğuktan dolar bazen gözlerim,
görseydin, suratımı avuçlarına alıp öpmek ister miydin kirpiklerimden?
Ben kollarımı sarmışken bedenime
Bakışlarınla ısıtmak gelipte içinden..
Çekinir miydin kahverengi gözlerimden..